Anlatım bozuklukları test pdf indir çöz ders notu konu anlatımı nedenleri örnekler 7.sınıf. 8.sınıf TYT AYT KPSS çıkmış sorular anlamsal yapısal bozukluklar ile ilgili dokümanları aşağıdaki linklerden indirebilirsiniz.
Anlatım Bozuklukları Ders Notu (mavi) İçin Linki Tıklayınız. PDF formatında hazırlanmış Anlatım Bozuklukları Ders Notu linki aşağıdadır.
Anlatım Bozuklukları Ders Notu(İndir)
Anlatım bozuklukları diğer dokümanlar için:
Anlatım Bozuklukları Ders Notu Anlatım Bozukluğu Çalışma Kağıdı-1 Anlatım Bozukluğu Çalışma Kağıdı-2 Anlatım Bozukluğu Çalışma Kağıdı-3 Anlatım Bozukluğu Çalışma Kağıdı-4 Anlatım Bozuklukları Konu Testi
ANLAMSAL BOZUKLUKLARI
- Gereksiz sözcük kullanılması
- Sözcüğün yanlış anlamda kullanılması
- Anlamca çelişen sözcüklerin birlikte kullanılması
- Sözcüğün yanlış yerde kullanılması
- Mantık hatası
- Anlam belirsizliğinin bulunması
YAPISAL BOZUKLUKLAR
- Özne-yüklem uyumsuzluğu
- Tamlama yanlışları
- Ek yanlışları
- Öge eksikliği
- Yüklem yanlışları
ANLAMSAL BOZUKLUKLAR
1.Gereksiz Sözcük Kullanımı:
Aynı anlamı karşılayan sözcüklerin birlikte kullanılmasından doğan bir anlatım bozukluğudur. İletilmek istenen anlamı karşılayan bir sözcük varsa onunla ilgili ikinci bir sözcüğe gerek yoktur. Cümlede yer alan gereksiz sözcük atıldığında cümlenin anlamında bozulma ve daralma olmaz.
Görevliler hâlâ bir açıklama yapmadı henüz. /
Altı çizili sözlerden biri gereksizdir.
Toplantı boyunca karşılıklı tartıştılar. / Altı çizili söz gereksizdir. Tartışma karşılıklı olur zaten.
Yazar, eserinde yaşanmış deneyimlerinden bahsediyor. / Altı çizili söz gereksizdir. Deneyim, yaşanmıştır.
İki kardeşten en küçüğü okula gitmiyordu. / Altı çizili söz gereksizdir. İki kişiyse biri küçüktür.
Arkadaşına alçak sesle bir şeyler fısıldadı./ Altı çizili söz gereksizdir. Fısıldamak alçak sesle olur zaten.
Gece ısı sıfırın altında eksi beş derece olacak./ Altı çizili söz gereksizdir. -5, sıfırın altındadır.
Havada beyaz kar taneleri uçuşuyor./ Altı çizili söz gereksizdir. Kar zaten beyazdır.
Ben çok varlıklı, zengin biri değilim./ Altı çizili sözlerden biri gereksizdir. İkisi de eş anlamlıdır.
2. Sözcüğün Yanlış Anlamda Kullanımı:
Bazı sözcükler vardır ki her cümlede kullanılmaz. Bu sözcükler içerdikleri anlamları yönüyle her cümleyle uyuşmaz. İşte bu türden sözcükleri, kullanılmaması gereken bir cümlede kullanırsak sözcüğün yanlış anlamda kullanılmasından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu yapmış oluruz.
Örnekler:
“Verilere göre enflasyonun yükseleceğini savunuyor.” “Savunmak” sözcüğü “müdafaa etmek” anlamındadır. Burada “iddia etmek” anlamında “ileri sürmek” kullanılmalıdır.
“İlimizdeki müze sonunda hizmete açıldı.” Müze, bir otel, lokanta gibi hizmet veren bir kuruluş değildir. Bu yüzden “hizmete” açılamaz; ancak “ziyarete” açılır. Dolayısıyla burada anlatım bozukluğu vardır.
“Bu güzel çorabı annesi dokumuş.” Cümlesinde dokumak fiili yanlış anlamda kullanılmıştır. Dokumak fiili, halı, kilim gibi eşyalar için kullanılır. Eğer cümlenin yüklemi “örmek” olsaydı, anlatım doğru olurdu.
3. Anlamca Çelişen Sözcüklerin Birlikte Kullanımı:
Anlamca birbirleriyle uyuşmayan sözlerin aynı cümlede kullanılmasından kaynaklanan anlatım bozukluğudur. Çoğunlukla kesinlik bildiren sözcüklerle, ihtimal anlamı taşıyan sözcüklerin aynı cümlede kullanılması sonucu ortaya çıkar.
“Herkes eminim futbol oynamayı istiyordur her halde. Cümlesinde “eminim” sözcüğü kesinlik bildirir, “her halde” ise ihtimal anlamı taşır. Bu iki sözcük anlamca birbirleriyle çelişmektedir.
“Şüphesiz bu sözler Hasan’ı çılgına çevirmiş olmalı.” “Şüphesiz” ve “olmalı” sözcükleri birbirleriyle çelişmektedir.
“Sınavda tabii ki tüm soruları okuyacağını sanıyorum.” “Bu olaya kesinlikle tepki göstereceğini tahmin ediyorum.” Bu cümlelerdeki “tabii ki” ile “sanıyorum”; “kesinlikle” ile “tahmin ediyorum” sözleri anlamca çelişmektedir. Bu nedenle cümlelerde anlatımın bozulduğu görülmektedir.
“Aşağı yukarı bundan tam beş yıl önceydi.”
“Sözünü ettiğiniz Fuzuli’nin herhalde 16’ncı asırda yaşadığını zannediyorum.”
“Süleyman Hoca’nın eminim bu saatlerde okulda olduğunu tahmin ediyorum.”
“Mutlaka bu sene kazanacağım galiba.”
“Öğretmen masasından yavaşça doğruluverdi.”
4. Sözcüğün Yanlış Yerde Kullanımı:
Sözcüklerin, cümle içinde olması gereken yerden farklı bir yerde kullanılmasından kaynaklanan anlatım bozukluğudur. Burada yapılması gereken yanlış yere konulan sözcüğü cümle içinde alam bütünlüğü sağlanacak şekilde doğru yere koymaktır.
Örnekler:
“Yapılan kontrollerde alkollü araç kullanan Şükrü Eyüpoğlu adındaki bir vatandaş ifadesi alınmak üzere karakola götürüldü.” Cümlesinde “araç” sözcüğünü niteleyen “alkollü” sözcüğü yanlış yerde kullanılmıştır.Çünkü cansız bir varlık olan “araç” sözcüğü “alkol” kullanamaz.”alkollü” sözcüğü “kullanan” sözcüğünden önce getirilmelidir.
“Deneyimli bilgisayar alnında çalışacak elemanlar aranıyor.” Cümlesinde “deneyimli” sözcüğü yanlış yerde kullanılmıştır. “bilgisayar alanı” deneyimli olamaz, ancak insanlar deneyimli olabilir. Buna göre “deneyimli” sözcüğü “elemanlar” sözcüğünden önce getirilmelidir.
“Bu yazı, keyifle okunacak bir geminin seyir defteri şeklinde yazılmış.” Cümlesinde” keyifle” okunacak sözü yanlış yerde kullanılmıştır. Bu cümleden “geminin keyifle” okunacağı anlamı çıkmaktadır. Oysaki keyifle okunacak olan “gemi” değil, “seyir defteridir”.O halde “keyifle okunacak” sözünü “seyir” sözcüğünden önce getirmeliyiz.
“Patatesler çok suda pişmiş.” Doğrusu: “Patatesler suda çok pişmiş.”
“Fazla canını sıkma.” Doğrusu : “ Canını fazla sıkma.”
5. Mantık Hatası:
Buna sıralama yanlışı da denir. İki durumu sıralarken bunların önem sırasına dikkat etmek gerekir. Eğer bu duruma özen göstermezsek anlatım bozukluğu yapmış oluruz.
“Bu kadar çok çalışırsa ölebilir, hatta yorgun düşebilir de.” Cümlesinde bir mantık hatası söz konusudur. ”yorgun düşmek” ve “ölmek” sözcükleri yanlış sıralanmıştır. Doğrusu bu iki cümlenin yer değiştirilmiş şeklidir.
Bırak patates doğramayı, yemek bile yapamaz o. Cümlesinde sıralama hatası vardır. Yemek yapmak, patates doğramaktan daha zor ve üst düzey bir eylemdir. Bu yüzden “patates doğramayı” sözüyle “yemek bile yapamaz” sözü yer değiştirmelidir: “Bırak yemek yapmayı, patates bile doğrayamaz o”
“Yiyecek yemeğimiz , hatta bir lokma ekmeğimiz bile kalmamıştı.”
“Bu çocuk, değil karıncadan, canavardan bile korkuyor.”
“Senin bu düşüncelerini duyan, değil üniversiteli ilkokul mezunu biri olduğunu zanneder.”
“Başkan dokuza karşı altı oyla seçildi.”
“Dikkat etmezsen düşebilirsin; hatta ayağın bile kayabilir.”
6. Anlam Belirsizliği:
Cümledeki anlam belirsizliğinin iki nedeni vardır.
a. Şahıs yönüyle
Bazı sözcükler vardır ki aldığı eklerden dolayı hem ikinci tekil hem de üçüncü tekil şahsına ait olma özelliği gösterir. Bu ekleri alan sözcükler şahıs zamirleriyle kullanılmazsa anlam belirsizliği söz konusu olur. Bu durumda anlam belirsizliğine yol açan bu sözcüklerden önce mutlaka “sen” ya da “o” şahıs zamirini getirmek gerekir.
“Gözünü toprak doyursun.” Bu cümlede “gözünü” sözcüğünden kaynaklanan anlam belirsizliği vardır. Cümlenin başında şahıs zamiri (sen veya o) kullanılmadığı için cümlede sorulan, “kimin gözünü” sorusuna tam bir yanıt alamıyoruz. Bu yüzden cümlenin başına şahıs eki getirmeliyiz.
“Kardeşini bizim sokakta gördüm.” “Kalemini çok beğendik.”
b. Noktalama yönüyle
Cümlede bazı sözcükler anlam belirsizliğine yol açabilir. Bu sözcüklerden sonra virgül getirerek anlam belirsizliğini ya da karışıklığını gidermiş oluruz. Özellikle cümle başında kullanılan adlaşmış sıfatlardan sonra, isim geliyorsa mutlaka virgül kullanılmalıdır.
Örnekler:
“Yaralı adama kısık sesle bir şeyler söyledi.” Cümlesinde “yaralı” sözcüğü anlam belirsizliğine neden olmaktadır. Yaralı olan “adam” mı, yoksa “yaralı” olan başka biri mi var; bu durum belli değildir. İşte bu da anlam belirsizliğinin olduğunu gösterir. Böyle durumlarda “virgül” koymak gereklidir.
“Toprak yolun kenarına kamyonla dökülmüş.”
“Bayan gazeteciye birkaç soru sormak istiyordu.”
Erdem “Küçük ağaçlara bakıyor.” dedi.
“Avukat hanım kardeşini arıyor.”
“Satıcı kadına seslendi.”
“Hamile adama kızdı.”
YAPISAL BOZUKLUKLAR
Bu tür anlatım bozuklukları dilbilgisiyle ilgilidir. Bunlar cümlenin öğelerinden, eklerden ya da tamlamalardan kaynaklanabilir. Şimdi bu anlatım bozukluklarını nedenleriyle birlikte inceleyelim.
1. Özne-Yüklem Uyumsuzluğu
a. Tekillik-çoğulluk yönünden
Cümlede özne tekilse yüklem de tekildir.
Örneğin; “Genç, yavaşça koltuğa oturdu.” cümlesinde özne tekil olduğu için yüklemde tekildir.
Uyarı : Anlamca çoğul, şekilce tekil olan “millet, ordu, herkes, çoğu “ gibi sözcükler özne olduğu zaman yüklem tekil olur.
Örnekler:
“ Ordu, teknolojiyi yakından takip ediyor “ “ Herkes beni anlayışla karşıladı.”
Cümlelerinde altı çizili sözcükler “Ordu, Herkes “ sözcükleri öznedir. Buna karşılık yüklemlerinde tekil olduğunu görürüz. Dolayısıyla, bu cümleler anlatımı doğru olan cümlelerdir.
*Saygı ve yüceltme anlamının bulunduğu tekil özneli sözcüklerde yüklem çoğul olabilir;
“ Cumhurbaşkanımız yarın şehrimize gelecekler. “
*İnsan dışındaki varlıklar ya da soyut kavramlar özne olursa, yüklem tekil olur;
“ Dağlar gün batımına doğru kızıllaştılar. “ Cümlesinin öznesi çoğuldur. Özne, insan dışındaki bir varlık olan “Dağlar” sözcüğüdür. “kızıllaştılar” yükleminin de çoğul olduğunu görmekteyiz. Bu cümlede özneyle yüklem arasında tekillik-çoğulluk yönünden uyuşmazlık olduğu için anlatım bozukluğu vardır. Buna göre bu cümledeki anlatım bozukluğunu gidermek için yüklem tekil olmalıdır. Dolayısıyla cümle, “ Dağlar gün batımına doğru kızıllaştı. “ olmalıdır.
Örnekler:
“ Fikirler baskıyla yerleşmezler.” (yerleşmez) “ Leylekler, ilkbaharda buraya gelirler. “ (gelir)
“Kavak ağaçları yapraklarını erken döküyorlar.” (döküyor) “ Bu tür mutluluklar gelip geçicidirler.” (geçicidir)
Yukarıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerin çoğul eklerini almamaları gerekir.
b. Şahıs yönünden
Özne hangi şahıstan oluşuyorsa yüklem de o şahsa göre çekimlenir. Eğer özne birden fazla şahıstan oluşuyorsa yüklem de uygun çoğul şahıs eklerinden birini alması gerekir. Aksi takdirde anlatım bozukluğu ortaya çıkar.
Örnekler:
“İsmail ve ben çok iyi anlaşıyorum.” Cümlesinin öznesi “İsmail” ile “ben” olmak üzere iki şahıstan oluşmaktadır. Yüklem olan “anlaşıyorum” sözü 1. tekil şahsa göre çekimlendiğinden yüklem her iki şahsı karşılamamaktadır.” ben anlaşıyorum “ diyebiliriz , ancak “İsmail anlaşıyorum” diyemeyiz. Özne olan sözcükler “biz” anlamı taşıdığı için yüklemde 1.çoğul şahsa göre çekimlenmelidir. Yani; “İsmail ve ben çok iyi anlaşıyoruz.” olmalıdır.
“Yarışmada bir sen bir de Mehmet , dereceye girmişti.” (girmiştiniz) Cümlesinin öznesi “bir sen bir de Mehmet” sözüdür. Özneyi “sen” ve “Mehmet” sözcükleri oluşturmaktadır. Yüklem olan “girmişti” sözü 3. tekil şahsa göre çekimlenmiştir. Özne ile yüklem arasında şahıs yönünden bir uyumsuzluk bulunmaktadır. Özne “siz” anlamı taşıdığı için yüklem de 2. çoğul şahısa göre çekimlenmelidir.
“Onunla sen bir zamanlar aynı okulda okumuştun.” (okumuştunuz)
“Geçen sene ben ,sen ve kardeşim tatil yapıyordunuz.” (yapıyorduk)
Cümlelerinde altı çizili sözcükler yanlış şahıs ekleri almıştır.
c. Olumluluk-Olumsuzluk yönünden
Öznesi olumlu anlam içeren cümlelerde yüklemler olumlu; öznesi olumsuz anlam içeren cümlelerde ise yüklemler olumsuz olur. Aksi takdirde anlatımı bozuk cümleler karşımıza çıkar. Bu anlatım bozukluklarını daha çok sıralı cümlelerde görürüz.
Örnekler:
“Hiçbiri anlatılanlara inanmıyor, kendi fikrinde ısrar ediyordu.” Cümlesinde “virgül” den sonra “herkes” sözcüğünü koymazsak “Hiçbiri kendi fikrinde ısrar ediyordu.” anlamı çıkar. Bu da anlatım bozukluğudur.
“Bu oyunu kimse beğenmedi, çok geçmeden salondan çıktı.” (herkes)
“Hiç kimse kitap okumadı, dakikalarca müzik dinlendi.” (herkes)
“Herkes ondan nefret ediyor, yüzünü görmek istemiyordu.” (hiç kimse)
Cümlelerinde “virgül” den sonra sırasıyla “herkes, herkes, hiç kimse” kelimelerini getirmeliyiz.
Hiçbiri okula gelmedi , dışarıda oynadı. -Herkes
Herkes ondan nefret ediyor, yüzünü bile görmek istemiyordu . – Hiçbiri
Hiçbiri anlatılanlara inanmadı; kendi fikrine ısrar ettirdi. – Hepsi
Hepsi dersten önce kütüphanede toplansın; sakın dışarı çıkmasın. -Hiç kimse
Yukarıdaki cümlelerde ikinci cümlelere sırasıyla herkes, hiçbiri, hepsi, hiç kimse getirilmelidir.
2. Tamlama Yanlışları
Tamlamalarda, sıfat ve isimden oluşan birden fazla tamlayanın aynı tamlanana bağlanması anlatım bozukluğuna neden olur.
Örnekler:
“Son derste belgisiz ve sayı sıfatlarını gördük.” Cümlesinde “sayı sıfatları” kullanımı doğrudur; ancak “belgisiz” sözcüğü “sıfatlarını” sözcüğünün tamlayanı olamaz. Doğrusu, “belgisiz sıfatlar” şeklinde olmalıdır..
“Bu derste belgisiz ve soru zamirlerini işledik.” (belgisiz zamirleri ve soru zamirlerini)
“Birçok sorunları olan bu gence hepimiz yardım ediyorduk.” (birçok sorunu)
“Bu bölge coğrafi ve iklim açısından ilgi çekici özelliklere sahiptir.” “coğrafi” sözüyle isim tamlaması değil; “coğrafi açıdan” biçiminde sıfat tamlaması kurulur.
“Eczanemizde askeri ( ) ve emekli sandığı reçeteleri düzenlenir.” (askeri sandık)
“Kar yüzünden tüm özel ( ) ve devlet okulları tatile girdi.” (özel okullar)
“Ülkemiz Bosna’ya askeri ( ) ve gıda yardımı yaptı.” (askeri yardım)
Uyarı ! Bazen tamlayanın kullanılmaması anlatım bozukluğuna yol açar.
“Arkadaşıma anlatmaya çalıştım, fakat beni pek dinlediği yoktu.” Cümlesinde tamlayan eksikliğinden kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır. İkinci cümlede tamlayan durumundaki “dinlediği” sözcüğünden önce “arkadaşımın ya da “onun” tamlayanını getirmeliyiz.
3. Ek Yanlışları
Cümlede eklerin eksik kullanılması ya da yanlış yerde kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar.
Örnekler:
“Benim asıl üzerinde durduğum nokta, onun benden izinsiz gittiğidir. “gitmesidir”
Cümlesinde “gittiğidir” sözcüğü yanlış bir ek almıştır. Üzerinde durulan bir noktanın bir adının olması gerekir. O halde “gittiğidir” sözcüğündeki “-dik(-tiğ)” eki yerine “-me” isim-fiil eki getirilmelidir. Sonuç olarak bu sözcük “gitmesidir” şeklinde olmalıdır.
“Öğrencilerin başarısına ilgilenmek gerekir.” “başarısına ilgilenmek” olmaz, “başarısıyla ilgilenmek” olur.
“Bu, Salih’in ve benim çözebileceğim bir sorun değil.” (çözebileceğimiz)
“Okay’ ın, eserlerinde şehrin kenar mahallelerinde yaşayan yoksul insanları anlatması gerekmektedir.”
“Geliştirilen bu teknikle çocuklar, bilgisayarı daha kolay kullanılması amacına ulaşıldı.”
Yukarıdaki cümlelerde koyu yazılan sözcüklerde ek yanlışlıklarından kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır.
Dayım bakkalcılığa yeni başladı. “bakkallığa”
Yazılan konular geçen yılın hazırlanan ama; öğrenciye verilmeyen konulardır. “konularıdır.”
Sanki tüm kabahatleri bendeymiş gibi davrandı. “Tüm kabahatler bendeymiş gibi davrandı.”
Tutuklular salınılıverdi. “salıverildi”
Söylediklerimden hep aksini yaparsın zaten. (söylediklerim-in)
4. Öğe Eksikliği
Öğe eksikliğinden kaynaklanan anlatım bozuklukları daha çok bileşik ve sıralı cümlelerde görülür. Aynı öğelerin farklı yüklemlere bağlanması ya da cümle içerisinde bir öğenin kullanılmaması anlatım bozukluğuna yol açar.
a. Nesne Eksikliği:
“Ben öğretmenime inanır ve severim.” Doğruısu: “Ben öğretmenime inanır ve öğretmenimi(onu) severim.”
“Eve gelmiyor, ihmal ediyordu.” Doğrusu: “Eve gelmiyor, evi ihmal ediyordu.”
“Kızına kızmıyor; çünkü çok seviyor.” Doğrusu: “Kızına asla kızmıyor; çünkü kızını çok seviyor.”
“Cümlelerde yanlışlıklar vardır, belirtiniz.” Doğrusu: “ Cümlelerde yanlışlıklar vardır, bunları belirtiniz.”
b. Yer Tamlayıcısı Eksikliği::
Düşman kenti bombaladı; ama giremedi. “ Düşman kenti bombaladı; ama kente giremedi.”
Çukurova’nın toprağı insanı diriltir, umut verir. “Çukurova’nın toprağı insanı diriltir, insana/ona umut verir.”
Sizi önemseyen ve inanan insanlar var. “Sizi önemseyen ve size inanan insanlar var.”
Gençlerden çok şey bekliyoruz; fakat değer vermiyoruz. “ Gençlerden çok şey bekliyoruz; fakat onlara/gençlere değer vermiyoruz.”
Kadının içeri girmesiyle çıkması bir oldu. “Kadının içeri girmesiyle içeriden çıkması bir oldu.”
c. Edat Tümleci Eksikliği:
Yeni yetişen sanatçılara yardım eder, ilgilenirdi. “Yeni yetişen sanatçılara yardım eder, onlarla ilgilenirdi.”
Bir daha seni görmek ve karşılaşmak istemiyor. “Bir daha seni görmek ve seninle karşılaşmak istemiyor.”
Arkadaşlarını aradı, sonra buluştu. “Arkadaşlarını aradı, sonra onlarla buluştu.”
Kötü bir beste yaptığımda beni eleştirir ve tartışırdı. “Kötü bir beste yaptığımda beni eleştirir ve benimle tartışırdı.”
d. Yüklem Eksikliği
Birden fazla cümlenin aynı yükleme bağlanmasıyla ortaya çıkan anlatım bozukluğudur. Birden fazla cümlenin sıralı bir şekilde kullanıldığı durumlarda cümlelerden birinin yüklemi olmazsa diğer cümlenin yüklemi ortak olarak kullanılır. Bu durumda yüklem diğer cümleye uymayabilir.
Ben uçaktan, o ise trenden korkar. “Ben uçaktan korkarım, o ise trenden korkar.”
Pilavı çok ama fasulyeyi hiç sevmem. “Pilavı çok severim ama fasulyeyi hiç sevmem.”
Bugün ben yemek, o ise temizlik yaptı. “Bugün ben yemek yaptım, o ise temizlik yaptı.”
Bugünkü sınava sen, yarınkine Volkan girecek. “Bugünkü sınava sen gireceksin, yarınkine Volkan girecek.”
5. Yüklem Yanlışları
Yüklemle ilgili yanlışlar şunlardır;
Etken ve Edilgen Fiillerin bir arada bulunması:
Aynı cümlede özellikle öğe ortaklığı bulunan cümlelerde etken ve edilgen fiillerin birlikte kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar.
Örnekler:
“Bu belgeleri velilerinize imzalatılıp, Müdür Bey’e vermelisiniz.” “Bu belgeleri velilerinize imzalatarak, Müdür Bey’e vermelisiniz.”
“Her sabah erken kalkmaya çalışılmalı.” (çalışmalı)
“Bütün yemekleri hazırlayıp bir kenara koyulmalıdır.” (hazırlanarak)
Farklı Sözcüklerin Aynı Fiile Bağlanması:
Farklı eylemlere yönelik sözcüklerin aynı fiilimsiye bağlanması sonucu anlatım bozuklukları ortaya çıkar.
Örnekler:
“Sesini ve yüzünü göremediğim İsmail’e sesleniyorum.” Cümlesinde “sesini göremediğim “ anlamı çıkmaktadır, bu da anlatım bozukluğudur. Cümleyi düzeltmek için “sesini” sözcüğünden sonra uygun bir kelime “duyamadığım” getirilmelidir.
“Bu suçlamanın yersiz ( ) ve doğru olmadığını düşünüyor” (olduğunu)
“Bu akşam radyo( ) ve televizyon seyretmeyi düşünüyorum.” (dinlemeyi) Cümlelerinde anlatım bozuklukları vardır.
Ek Eylemin Ortak Kullanılması
Bu anlatım bozukluğu isim cümlelerinden oluşan sıralı cümlelerde görülür. Bazen birinci cümlede ek eylemin kullanılmadığından, ikinci cümlenin yüklemindeki ekeylem ortak kullanılmış olur. Bu durumda anlatım bozukluğu ortaya çıkar.
Örnekler:
“11\B sınıfındaki öğrencilerin birçoğu zeki, ama çalışkan değildi.” (zekiydi) Cümlesinin yüklemi “zeki” ve “çalışkan değildi” sözleridir. Bu cümlede birinci cümlenin yüklemi olan “zeki” sözünde ek eylem kullanılmamıştır. Bu yüzden “zeki” sözü ikinci cümledeki ek eylem alan “değildi” sözüne bağlanmıştır.” zeki değildi” şeklinde bir anlam oluştuğundan anlatım bozukluğu meydana geliyor. Anlatım bozukluğunu gidermek için birinci cümlenin yüklemi olan “ zeki” sözüne ek eylem getirmeliyiz.
“Eserin konusu çok ilginç( ), anlatımında sıradan değildi.” (ilginçti) Cümlesinde ekeylem eksikliğinden kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır.
“Bülent çok samimi ve ona çok yakınlık göstermişti.” Cümlesinde ek -fiil eksik. “samimiydi” olması gerekirdi.
“Düşüncelerinde ısrarlı, ama inatçı değildi.” (1. Cümlenin ek-fiili eksik, “ısrarlı değil” anlamı çıkmaktadır.)
“Geceleri az, gündüzleri hiç uyumam.” (yüklem eksik.)
“Geceleri az uyurum, gündüzleri hiç uyumam.” (olmalıydı.)
Çocuğun boyu kısa, bedeni de pek biçimli değildi. ( kısa idi.)
Anlatım bozuklukları test pdf indir çöz ders notu konu anlatımı nedenleri örnekler 7.sınıf. 8.sınıf TYT AYT KPSS çıkmış sorular anlamsal yapısal bozukluklar ile ilgili dokümanları aşağıdaki linklerden indirebilirsiniz.
7.sınıf anlatım bozuklukları anlamsal bozukluklar: gereksiz sözcük kullanımı, sözcüğün yanlış anlamda kullanılması, anlamca çelişen sözcüklerin birlikte kullanılması, sözcüğün yanlış yerde kullanılması, mantık hatası, anlam belirsizliğinin bulunması/ yapısal bozukluklar: özne-yüklem uyumsuzluğu, tamlama yanlışları, ek yanlışları, öğe eksikliği, yüklem yanlışları,
Anlatım bozukluğunu bulma, ayırma fark etme, anlatım bozuklukları nedenleri, cümledeki anlatım bozukluklarını giderme, anlatım bozukluklarını cümlelerde bulma, anlatım bozuklukları örnekleri ve çözümleri, anlatım bozuklukları çözümleri, anlatım bozuklukları örnek cümleler,
Anlatım bozuklukları anlamsal bozukluklar örnekler
Anlatım bozuklukları gereksiz sözcük kullanımı örnekleri
Anlatım bozuklukları sözcüğün yanlış anlamda kullanılması örnekleri
Anlatım bozuklukları anlamca çelişen sözcüklerin birlikte kullanılması örnekleri
Anlatım bozuklukları sözcüğün yanlış yerde kullanılması örnekleri
Anlatım bozuklukları mantık hatası örnekleri
Anlatım bozuklukları anlam belirsizliğinin bulunması örnekleri
Anlatım bozuklukları örnekler yapısal bozukluklar
Anlatım bozuklukları özne-yüklem uyumsuzluğu örnekler
Anlatım bozuklukları tamlama yanlışları örnekleri
Anlatım bozuklukları ek yanlışları örnekleri
Anlatım bozuklukları öğe eksikliği örnekleri
Anlatım bozuklukları yüklem yanlışları örnekleri
Anlatım bozuklukları 50 örnek ve çözümü
Anlatım bozuklukları örnekleri ve çözümleri
7.sınıf anlatım bozuklukları anlamsal bozukluklar: 7.sınıf gereksiz sözcük kullanımı, 7.sınıf sözcüğün yanlış anlamda kullanılması, 7.sınıf anlamca çelişen sözcüklerin birlikte kullanılması, 7.sınıf sözcüğün yanlış yerde kullanılması, 7.sınıf mantık hatası, anlam belirsizliğinin bulunması/ 7.sınıf yapısal bozukluklar: 7.sınıf özne-yüklem uyumsuzluğu, 7.sınıf tamlama yanlışları, 7.sınıf ek yanlışları, 7.sınıf öğe eksikliği, 7.sınıf yüklem yanlışları,
TYT AYT KPSS DGS anlatım bozuklukları anlamsal bozukluklar: TYT AYT KPSS DGS gereksiz sözcük kullanımı, TYT AYT KPSS DGS sözcüğün yanlış anlamda kullanılması, TYT AYT KPSS DGS anlamca çelişen sözcüklerin birlikte kullanılması, TYT AYT KPSS DGS sözcüğün yanlış yerde kullanılması, TYT AYT KPSS DGS mantık hatası, TYT AYT KPSS DGS anlam belirsizliğinin bulunması/ TYT AYT KPSS DGS yapısal bozukluklar: TYT AYT KPSS DGS özne-yüklem uyumsuzluğu, TYT AYT KPSS DGS tamlama yanlışları, TYT AYT KPSS DGS ek yanlışları, TYT AYT KPSS DGS öğe eksikliği, TYT AYT KPSS DGS yüklem yanlışları,